Gerçekten neden spor yapmalıyız...
Oturmak ve hareketsiz yaşa
m sigaradan daha tehlikelidir demiş bir Profesör… Bu sözü unutmayın çünkü ben duyduğum ilk andan itibaren hareket ve egzersiz süresini daha da arttırdım.
Spor, Fiziksel ve zihinsel, sosyallik olarak bizim hayatımızda çok büyük öneme sahip. Aman yapsak da olur yapmasak da demeyin. Gerçekten farkındalık bilincini yaratın kendinizde. Faydasını saymakla bitmez, oysa ki gündelik zamanımızdan ayıracak olduğumuz minimum 30 dakika bile o kadar önemli ki… Kalp sağlığınızı korur, kan dolaşımınızı hızlandırır, vücut yağlanmasını azaltır ve kas kütlenizi arttırır, vücudunuzu yoracak birçok rahatsızlığa yakalanmasını önler ve bu konuda büyük rol oynar. (Diyabet, hipertansiyon, kalp, eklem ve romatizma vb.) Zihinsel olarak stresinizi azaltır, odaklanmanız gelişir, öz güveninizi arttırır, yaşam kaliteniz değişir ve iyileşir, enerjiniz artar ve bitkin ruh halinizi geride bırakırsınız.
Pandemi döneminden bu yana spor yapan birey sayısı biraz daha da çoğaldı. Bunun en büyük etkisi sağlığın ve dinç bir vücuda sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varması tabi… Bağışıklık sistemimiz ile spor bir bütündür. Kas kütleniz ve hareket kabiliyetiniz ne kadar yüksek ise bağışıklığınız da o kadar iyi demektir.
İnsanlarda şöyle bir algı oluşuyor. Günlük 10.000 bin adım atmalıyım; peki size soruyorum günlük hayatımızda gün içinde çalışırken veya ayakta mesaide iken atılan 10.000 adım bir egzersiz sayılmalı mıdır? Tabi ki de hayır! Matematik çok basit. Bir hareketin fiziksel aktivite veya egzersiz sayılabilmesi için kalp ritminin belli bir nabız üzerine çıkması gerekir. Üzgünüm ama egzersiz için ayrıca bir vakit ayırmadığınız ve hareket etmediğiniz sürece bu gerçek bir spor vakti sayılmayacak.
İlk başta insanlara üşengeçlik geliyor. Sadece insanlara mı, bazen bizlere de… Böyle oturuyorsunuz bir düşünüyorsunuz -aman şimdi kim uğraşacak sporla, yok bilmem ne, yok modum yok, yok blablablabla… Ancak o sırada düşünürken o ince çizgiyi geçip bir basamak atlarsan hemen modunu yakalıyorsun, çok samimiyim :) çok ciddiyim :) hatta sporun bittikten sonra oh be diyorsun, ne de iyi geldi.
Eğer ilk defa başlayacak iseniz kendinize uygun bir egzersiz metodu seçmelisiniz öncelikle. Ve lütfen kendinize bir amaç belirleyin, bir hedef edinin. Belki ilk başta yavaş ve düşük tempoda egzersiz yapmalı sonra hızlanmalısınız. Belki ilk zamanlarda 30 dakika ayırmalı sonra 60 dakika sürelere çıkmalısınız. Bedeninizi dinleyin, emin olun o zaten sizleri hep yönlendirecek. Bedeninizin ve kalbinizin verdiği uyarıları dikkate alın. Kendinize bir program oluşturmak ilk başta sizin işiniz olsun, ancak sonrasında bunu profesyonel bir eğitmenle yapmayı tercih edin.
Ben kendimden örnek vermek istiyorum. İlk başlarda haftada 2 gün antrenmanın benim için ideal olduğunu düşünüyordum ve öyle de yapıyordum. Sonra haftada 3 gün denemek istedim ve bedenimin hiç zorlanmadığını fark ettim. Ve sonrasında 4 güne çıktım. Sonra 5… Şimdi hafta da 6 gün egzersiz yapıyorum. Ve antrenman çeşitliliğimi arttırdım. Günde bazen çift bazen tek antrenman. Ancak mutlaka her gün farklı bir egzersiz metodu… Örneğin bir gün yüksek yoğunluklu ve ağırlıklarla antrenman, bir gün Reformer pilates, bir gün koşu, bir gün mat pilates, bir gün hızlı tempo yürüyüş… Benim bedenime iyi geldiğini hissettiğim için 6 gün antrenman yapıyorum ve mutlu oluyorum. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim. Her birey farklı vücut anatomisine ve fiziğe sahip. Bana iyi gelen sana iyi gelmeyebilir. Ya da bana zor gelen sana daha kolay gelebilir. Bunu keşfetmek ve deneyimlemek sizin elinizde.
Zaten bedeninizdeki değişimi gördükçe daha da haz alacak ve spora teşvik olacaksınız. İnanın bu hazzı hiçbir para ile satın alamazsınız. Öz güveniniz yükselecek ve günlük hayatınızda stresi yönetebilme, odaklanma kabiliyetiniz gelişecek.
Bu makalemi okuduktan sonra eğer hayatında hala spor yok ve başlamayı düşünüyor isen lütfen planlarını ve görüşlerini benimle de paylaş. Temiz bir sayfa aç ve ilk hedefini az. Ne yapmak istiyorsun? Bu belki kilo vermek, belki sıkılaşmak, belki sağlıklı yaşam, belki de stresten uzaklaşma. Her ne ise…
Ama bir yerden başla… Hayal etmek, tasarlamak bir işinin yapmanın %50’si. Unutma, sana senden daha iyi kimse bakamaz, sevemez. Kendini sev, yaşamayı sev, sağlıkla yaşa…
DİP NOT: Lütfen beni de gelişmelerden haberdar et :)
Sevgiler,
Hülya KOCABAŞ
Comments